- oradan oraya
- 1) туда́-сюда́
eli arkasında oradan oraya gidip geliyordu — заложи́в ру́ки за спи́ну он ходи́л взад и вперёд / туда́ и сюда́
2) отту́да сюда́
Türkçe-rusça sözlük. 2013.
eli arkasında oradan oraya gidip geliyordu — заложи́в ру́ки за спи́ну он ходи́л взад и вперёд / туда́ и сюда́
Türkçe-rusça sözlük. 2013.
alıkoymak — i 1) Bir süre için bir yerde tutmak Arkadaşım beni yemeğe alıkoydu. 2) den Birini, yapmakta olduğu veya yapmak istediği işten geri tutmak Selim Bey, babamı yemeğinden alıkoyarak mütemadiyen Girit ten bahsediyordu. R. N. Güntekin 3) Ayırıp… … Çağatay Osmanlı Sözlük
daldan dala — zf. Oradan oraya, düzensiz, kararsız bir biçimde Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller daldan dala konmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
salınmak — nsz 1) Yürürken uyumlu hareketlerle hafifçe bir yandan bir yana eğilmek Vücudu o kadar narindi ki hafif rüzgârlarla sallanan salkım söğütler gibi oradan oraya salınıyor. S. F. Abasıyanık 2) e Salma işine konu olmak İlaçlar yazıldı. Eczaneye adam… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yerleşik — sf., ği 1) Belli bir yere yerleşmiş Onlar yerleşik toplumlar, herkesin yeri belli, öyle vırt zırt oradan oraya geçilemez. A. İlhan 2) Bir yerin yerlisi olmuş, mütemekkin 3) mec. Bir yerde varlığını sürekli olarak sürdürecek olan Ankara daki… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Turkish vocabulary — This article is a companion to Turkish grammar and contains some information that might be considered grammatical. The purpose of this article is mainly to show the use of some of the yapım ekleri structural suffixes of the Turkish language, as… … Wikipedia